17 Eylül 2018 Pazartesi

Gülümseme Zamanı!

  Merhaba! Belki bu yazıyı yatmadan hemen önce okuyorsun. Belki çok mutsuzsun, belki de tam şu anda yanaklarından süzülüyor gözyaşların. Öncelikle gözyaşlarını silmeden bu yazıyı okumanı istemiyorum. Yalandan da olsa küçük bir gülümseme yerleştirebilirsin dudaklarına değil mi? Bugün canını sıkan bir şeyler olmuş olabilir. Veyahut neşen oldukça yerindedir. Bu yazıyı sadece üzgün hissedenler için yazmıyorum tabii. Gözyaşlarını sildin mi? O hâlde başlıyorum. Biliyor musun?  İnan ki bir ara ben de çok mutsuz hissediyordum kendimi. Odama kapanıp ağlıyordum, hem de saatlerce. Daha sonra herkes bana ağladığım şeylerin çok gereksiz olduğundan bahsetti. Bu benim için çok zor geldi ilk başlarda. Aşırı duygusal bir insan olduğum için en küçük şey dahi gözlerimi dolduruyordu...  Zamanla sürekli ağladığım günleri geride bıraktım ve bol bol kahkaha atmaya başladım. Beni üzgün görüp de sevinen insanları bu şekilde sevindirmiyorum artık. Sizin de böyle yapmanız gerekmez mi? Okulda kilonuzla, dişlerinizle, saçlarınızla, kaşlarınızla, kıyafetlerinizle kısacası her şeyinizle dalga geçebilirler. İnsanlar çok acımasız, çok kötü. Bunlara ben de maruz kaldım. İnanın ki bana, o zamanlar okuldan ağlayarak çıkmadığım gün yoktu. Böylelikle onları da mutlu ediyordum. Siz de bilirsiniz hıçkırıklarınızı insanlardan saklamanın ne kadar güç olduğunu. Fakat ben bunu başardım. Gözyaşlarımı silip iki saniye sonra gözlerinin içine baka baka güldüm. Sesim titremesin diye konuşamadığım zamanlarda derin bir nefes alıp arkadaşlarımla sohbet de ettim. Ağladığımı o günden sonra asla göremediler. Sadece gülmekten yaşarmış gözlerime şahit oldular. Gözyaşlarınızdan önemli hiçbir şey yok. İnsanlar kötülükten beslenmeye başlamış, korkutucu yaratıklar olmuş. Filmlerde vampirler nasıl kandan besleniyorsa, onlar da gerçek hayatta mutsuzluktan beslenir olmuşlar. Neden onların eline koz veriyorsunuz? Dünya'da hâlâ mutlu olabilmek için sebepler var. Hepinizin evinde pencereler var, bodrumda yaşayanları saymazsak tabii. Açın pencerenizi, ciğerlerinize temiz havayı doldurun. Başınızı gökyüzüne kaldırın ve yıldızlara bakın. Kendinize bir yıldız seçin ve ona bir ad verin. Kayıp gitmediği sürece orada, hep sizinle olacaktır. Onlar insanlara benzemez. Hemencecik gitmezler hayatınızdan. Daha sonra sevdiğiniz şarkıyı açın. Sesiniz ne kadar kötü olursa olsun şarkı söyleyin. Kısa bir süreliğine bırakın işi gücü. Kendinize vakit ayırın. Yarın sabah işe/okula veya başka bir yere giderken gördüğünüz kedilerin kafalarını okşayın. İnsanlara selam verin ve gülümseyin. Unutmayın ki gülümsemek için bazen çok geç kalınmış olabilir. İş arkadaşlarınıza güzel bir sabah dileyin. Okul arkadaşlarınıza sarılın sıkıca. Sadece mutluluğa odaklanın. Saçma sapan insanlar moralinizi asla bozmasın... Üzüldüğünüzde anlatacak kimseniz yoksa eğer yazın. Kağıda yazın, bilgisayarınıza ya da telefonunuza yazın. Kimse okumayacaktır yazdıklarınızı. Mutsuz olmak kolay da mutlu olmak zor. Önemli olan da zoru başarmak değil midir? Dilerim ki yüzünüzdeki sevimli gülümseme daima orada kalır....

7 yorum:

Unknown dedi ki...

Kalemine zaten güveniyordum,ilk deneme olmasına rağmen gayet başarılı olmuş.Yazında anlattıklarını tüm hayatın boyunca uygularsın umarım biriciğim,seni seviyorum...

Unknown dedi ki...

Canm Zeynomm eline kalemine Saglk bu yaşta bu fikirler masallh diyorum seni gelecekte yazar olarak görmek isterimm yolun açık olsun güzel kizimmm secgiler

Unknown dedi ki...

Her zamanki gibi harika bebeğim~

Unknown dedi ki...

Teşekkür ederim, ben de seviyorum seni...

Unknown dedi ki...

Umarııım! Güzel dileklerin için teşekkür ederim.

Unknown dedi ki...

Öpüyorum gözlerinden...

Unknown dedi ki...

Tatlı Zeynep cim🤗bu yaşta bu düşünceler beni çok etkiledi açıkçası👌🏼ileride seni çok iyi yerlerde göreceğimize eminim yolun açık olsun güzel kızım kalemine sağlık 😘